‘‘Marka, bir hizmet veya ürünü, diğer şahıs yahut işletmelerin ürün ya da hizmetinden farklı kılan tüm işaretlere denir. Marka tescili, bir ürünü ya da hizmeti diğer benzerlerinden farklı kılan ve devlet organları tarafından onaylama işlemine denir. Resmi bir kimlik olmasının yanı sıra marka yasal bir boyut alır.
Marka tescil işlemi herhangi bir kuruluş ya da şahısın kendi elde ettiği, isim icra etme haklarının tümü ile kendisine yönelik olmasını talep ettiği bir marka ismi kayıt altına alınması diğer ismi ise tescil edilmesidir. Asıl telaffuz edilişi marka tescili olmasının yanı sıra çoğu kez toplum tarafından isim tescili şeklinde ifade edilmektedir.
Bu kadar önem teşkil eden konu olan marka, itina ile korunmalı, hukuki olarak tescil işlemi yapılmalı ve bunu ispatlayacak belgeye sahip olmalıdır.
Markanın koruma altına alınması, ürün veya hizmetlerinde marka icra eden asıl marka sahiplerini koruma altına alan bir sistemdir. Bir markanın asıl sahibi, ilgili markayı ilk kez aklına getiren, bir ürün veya hizmette icra eden ve faaliyetini sürdüren kişi veya kuruluşlardır.
Bir diğer kişi tarafından aklan getirilmiş, icra edilmiş bir markanın, bir diğer şahıs adına tescil edilmesi iyi niyet kurallarına ters düşen bir eda yani davranıştır. Bu davranışa marka hakkı ihlali şeklinde dile getirilir.
Tescil işlemi tamamlanmış marka, tescil edilmeyen markalar ile kıyaslandığı zaman büyük fırsatları bulunmaktadır. Müracaat sürecinde, Enstitü tarafından analiz edilen ve uygun bulunması durumunda bültende yayını yapılan ardından üçüncü şahısların görüşlerine ve yapacakları itirazlara açılan bir marka, gerek resmi kuruluşların gerek toplumun incelemesinden geçmiş olmasının sunduğu itimat ile daha dayanıklı temeller elde eder. Tescil işleminin ardından hiçbir risk bulundurmaması ile birlikte, elinde resmi devlet organı tarafından takdim edilmiş bir ispatı bulunmaktadır. Markanın tescili ile, haksız kazanç girişimlerinde bulunanlar basit bir şekilde önlenebildiği gibi bu kişileri hakkında cezai işlemlerin uygulanmasını sağlayabilir.
Markanızın tescil işlemini gerçekleştirmenizdeki hedef; yalnızca diğer kişilere karşı haksız kazanç elde edilmesinin önüne geçilmesinin yanı sıra, haksız olarak kazanç elde ediyor tezi ile asıl marka sahibinin engellenmesinin de önüne geçmektir. Bu durumun sebebi; elinde bulunduğundan hiç bilginizin dahi olmadığı lakin sizin markanız ile ayırt edilmesi güç olacak derecede markanıza benzer tescil işlemi gerçekleşmiş bir markası olan bir şahıs veya kuruluş, size karşı cezai işlemler başlatabilme hakkına sahip olmak ile birlikte sizin yasal yollar ile engellenmenizi sağlayabilir. Tüm bu cezai işlemler ile asıl marka sahibi olsanız dahi markanızı tescil ettirmediğinizden dolayı marka hakkınız ve çalışmalarınız büyük bir risk altında alınabilir.
Markanın tescil tarihinden başlayarak, 5 sene içinde ürün sınıfında yazılı ürünlerde icra edilmesi zorunluluğunun bulunulmaktadır. Lakin bu zorunluluk kapsamında söz konusu tescilli markanın icra edilmedi ürün adına, talep edilmesi üzerine yasal süreçler kapsamında marka iptal işleminin gerçekleştirileceği de değerlendirilmelidir.
