Merkez Ofis
Bilim Sokak Sun Plaza Kat:13/4 Maslak-Sarıyer – İstanbul
- +90 212 266 31 25
+90 212 266 31 26 - info[@]sistempatent.com
[Pzt – Cum | 9:00 – 18.00]
Diğer Ofislerimiz
Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
Sık Sorulanlar
Marka Fiyatları Ne Kadar? Marka tescili, işletmelerin isim ve sembollerinin korunması için kritik bir adımdır. Ancak, bu sürecin maliyetleri, birçok girişimci için önemli bir faktördür. Türkiye’de marka tescil başvuru ücretleri, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından belirlenen tarifelere bağlıdır. 2025 marka başvuru ücreti için her bir marka sınıfı için harç ücreti 2350₺ olarak artmaktadır. 45 marka tescil sınıfı kapsamında ilgili sınıf(lar) seçilerek marka tescil başvurusu yapılır. Bir marka tescil başvurusu için, her bir sınıf için ayrı bir ücret ödenmesi gerekmektedir. Bu durum, marka başvurusunu çeşitlendiren işletmeler için ek maliyetler oluşturabilir.
Başvuru yapıldıktan sonra, marka tescilinin incelenmesi süreci başlamaktadır. Bu aşamada, Türk Patent ve Marka Kurumu başvurunun şartlara uygunluğunu değerlendirir. Markanın, ilgili sınıflarda kullanılabilmesi için gerekli kriterleri karşıladığına emin olunmalıdır. Kurum, başvuruyu analiz ederken genellikle birkaç aylık bir süre içerisinde olumlu ya da olumsuz bir cevap verir.
Onay süreci ise, başvurunun başarılı bir şekilde geçmesi durumunda meydana gelir. Eğer başvuru kabul edilirse, marka tescil edilerek resmi olarak korunma altına alınır. Marka tescil belgesi almak için Türk Patent ve Marka Kurumu ücret talep eder. Bu ücret, Marka Tescil Belgesi Düzenleme (Tescil Noksan) ücreti olarak bilinir.
Ancak, tescil sürecin herhangi bir aşamasında karşılaşılabilecek marka itirazları da göz önünde bulundurulmalıdır. Tescil başvurunuza itiraz yapılması halinde itiraza karşı görüş hazırlanır ve TPE uzmanlarına iletilir. Bu süreç de bir maliyettir. Tüm bu adımların dikkatlice takibi, marka tescil sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için kritik öneme sahiptir.
Marka tescil fiyatlarını etkileyen diğer bir seçenek marka başvurusu için danışmanlık hizmeti alıp almadığınıza bağlı olarak değişir. Marka başvuru süreci ve sonrası kapsamlı ve karmaşık bir süreçtir. Bu süreç, marka araştırması yapma aşamasıyla başlar. İlk olarak, başvurulan markanın daha önce tescillenip tescillenmediği, markanın benzersizliğini garanti altına almak açısından büyük bir önem taşır. Bu aşamada, ilgili veri tabanları ve mevcut marka kayıtları taranarak markanın kullanılabilirliği kontrol edilmelidir. Uzman marka vekilleri ile çalışmak bu süreçte avantaj sağlar. Ancak vekil firma süreci yönetmek için danışmanlık ücreti talep eder. Bu ücret firmadan firmaya göre farklılık gösterir.
Marka tescil ücreti her yıl ödenir mi? Önce marka tescilini anlamak önemlidir. Marka tescili, bir işletmenin ürün veya hizmetlerini yasal olarak korur. Bu süreç oldukça önemlidir. Ancak, bu tescilin geçerliliğini sürdürebilmek için belirli periyotlarda ücretlerin ödenmesi gerekmektedir. Marka tescil ücretlerinin ödeme takvimi, işletmenin tescil işlemini yaptırdığı tarihe bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Marka tescil başvurusu sonrası onaylanması halinde tescil noksan ödemesi yapılır. Marka tescil belgesi aldıktan sonraki ilk ücret, başvurunun onaylanmasından itibaren 10 yıl süreyle ödenir. Bu süre dolduğunda, marka sahibinin markasını yenilemek için yeniden bir ücret ödemesi gerekecektir.
Bu süreç içerisinde, özellikle dikkate alınması gereken bir diğer nokta da geç ödeme durumlarıdır. Eğer marka tescil ücreti belirtilen sürede ödenmezse, markanın koruma süresi sona erebilir. Geç ödeme durumlarında, marka sahiplerine belirli bir süre verilir. Bu süre zarfında ödenecek ek ücretle birlikte marka tescilinin yenilenmesi mümkündür. Bu durum, marka sahiplerinin maliyetlerini kontrol altında tutabilmeleri açısından önem taşımaktadır.
Ancak marka tescil süreci içerisinde, özellikle dikkate alınması gereken bazı noktalar vardır. Marka tescil belgesi teslim alınsa dahi bazı marka sahipleri markalarına benzer başka markaların başvuru yapmasını istemeyebilir. Bunun için her yayınlanan marka bültenini takip etmeleri gerekir. Benzer marka başvuruları için marka itiraz işlemi yapmak gerekebilir. Tüm bu işlemleri bizzat yönetmek yerine marka tescili konusunda uzmanlaşmış danışmanlık firmaları bulunmaktadır. Bu firmalar, marka sahiplerine yıllık ücret ödemeleri, tescil yenileme işlemleri ve markanın izlenmesi konularında kapsamlı destek sunmaktadır. Bu tür bir danışmanlık, marka sahiplerinin işleri tek başlarına yapma zorunluluğunu ortadan kaldırır. Ayrıca, hukuki süreçlerde hata yapma riskini de azaltır.
Marka R işareti uluslararası literatürde markanın koruma (register) altında olduğunun göstergesi olan bir işarettir. Türkiye’de Marka Kanunu’nda 
R marka işareti ile ilgili kesin bir hüküm bulunmamaktadır. Marka müracaatı hakkın başlangıcı olmakla birlikte bir süreci ifade ettiğinden kesin tescil edildikten sonra kullanılmasını tavsiye ederiz. Tescilli olmayan bir marka üzerinde r işareti ile herhangi bir hak iddia edilemez. ® işaretini, Marka Tescil Başvurusu yapıldıktan hemen sonra kullanmanızı önermiyoruz. Çünkü bir markanın reddedilme ihtimali her zaman vardır. Bunun yerine ® işaretini marka tescil belgesini teslim aldıktan sonra kullanılmasını öneririz.
Marka Tescil Belgesi alındıktan sonra herhangi bir ücret ödenmesi gerekmez. Tescil müracaatı yapıldıktan sonra on sene sonra Marka Yenileme istenirse yenileme harcı yatırılır.
Yenileme işlemi on yılda bir yapıldığından sadece 10. Senede yenileme ücreti ödenir başka da bir masraf bulunmamaktadır.
Marka, bir ürün veya hizmetin belirli bir firma veya kişi tarafından üretildiğini gösteren, tüketicilere yönelik bir işareti ifade eder. Markalar, yalnızca bir isim veya logo olarak değil, aynı zamanda bir kalite, güvenilirlik ve marka deneyimi beklentisi taşıyan unsurlar olarak da önemli bir rol oynar. Tüketiciler, markalar aracılığıyla ürün ve hizmetleri tanıma fırsatı bulurlar. Bu tanıma süreci, onların seçim yapma biçimlerini etkileyen önemli bir faktördür.
Markanın temel işlevlerinden biri, ürünlerin ve hizmetlerin ayırt edilmesini sağlamak ve bu sayede tüketicilerin karar verme süreçlerine katkıda bulunmaktır. Tüketicilerin farklı markalar arasında seçim yaparken yanlarında taşıdıkları beklentiler, markanın sunduğu değerle doğrudan ilişkilidir. Örneğin, bir marka özellikle yüksek kaliteli ürünler sunuyorsa, tüketiciler bu markayı tercih etme eğiliminde olabilirler. Bu noktada, markaların toplumsal algı üzerindeki etkisi oldukça belirgindir.
Güçlü markalar, yalnızca finansal kazanç sağlamakla kalmaz, aynı zamanda marka bilinirliği ve marka değeri oluşturma süreçleriyle de toplum üzerinde yönlendirici bir etki yaratırlar. Toplum içerisinde bir marka imajı oluşturmak, değişen tüketici beklentilerine ayak uydurmayı ve sosyal sorumluluk projelerine katılarak halkın gözünde olumlu bir değer kazanmayı gerektirir. Böylece, markalar sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal faydayı da göz önünde bulundurmalıdır.
Ürettiğiniz mala veya sunduğunuz hizmete bağlı olarak, tescil başvurusu birden fazla sınıfı veya sadece bir sınıfı kapsayabilir. Toplamda 45 adet marka sınıfı vardır. Örneğin bir restoranınız varsa, 43. sınıfta (yemek hizmetleri), ancak ayrıca yemek kitapları da satıyor ve restoranda yemek pişirmeyi öğretiyorsanız, 16. sınıfta (kağıt ürünler) ve 41. sınıfta (eğitim ve eğlence hizmetleri) da tescil yaptırmanız gerekebilir. Marka uzmanlarımız hangi sınıfları seçmeniz gerektiği konusunda sizlere yardımcı olacaktır.
Evet. Markanız tüketiciler tarafından başka bir tescilli markayla karıştırma ihtimali varsa, markanızı reddedebilir. Örneğin, işletmenizin adı aynı sektördeki başka bir işletme adına çok benziyorsa, tescil sürecine bir marka vekili dahil etmek, bu markanızın reddedilmesi ihtimalinden kaçınmaya yardımcı olabilir.
Ülkemizde tescil edilmiş bir marka hakkı başka bir ülkede de tescil koruması sağlamaz. Tescil koruması için istenilen ülkede de yurtdışı marka tescil başvurusu yapılması gereklidir.
Uluslararası marka tescil sorgulama sürecinde ilk adım, sorgulama işlemi için gerekli olan bilgilerin doğru girilmesi gerekir. Bu bilgilerin arasında markanın adı, markayı oluşturan işaret veya semboller ve slogan gibi detaylar yer almaktadır. Bu veriler, sorgulama sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için kritik bir öneme sahiptir.
Uluslararası marka sorgulama sürecinde, marka sahiplerinin ve işletmelerin çeşitli araçlardan ve platformlardan yararlanması gereklidir. Bu araçlar, marka araştırmalarını kolaylaştırmakta ve tescil süreçlerini hızlandırmaktadır. Öncelikle, resmi marka sorgulama sistemleri, büyük önem taşımaktadır. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından sağlanan Global Brand Database, kullanıcılar, marka isimlerini girerek kendi markalarını ya da başvuru yapmak istedikleri markaların mevcutta olup olmadığı hakkında bilgi edinir.
Bir diğer önemli kaynak ise, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO) tarafından sunulan eSearch plus platformudur. Bu sistem, Avrupa Birliği‘ne üye 27 ülkede tescilli markanın bilgilerine erişim sağlar. Kullanıcılar, markalarını sorgularken benzer veya çelişkili markaları belirleyerek potansiyel sorunları önceden tespit edebilirler. Bu tür resmi platformlar, güvenilir ve güncel bilgiler sağlamakta ve tescil sürecinin şeffaflığını artırmaktadır.
Ancak marka ismi, logo ve slogan gibi kombinasyonlardan oluşan bir markayı sadece isim aratarak sorgulatmak yetersizdir. Bu markalarda özel sorgulama araçları da aynı derecede önemlidir. Sistem Patent marka uzmanlarımız, kullanmış olduğu özel yazılım ile kullanıcılara marka durumunu detaylı analiz eder ve potansiyel riskler hakkında bilgi verir.
Madrid Protokolü, uluslararası marka tescili sürecini kolaylaştırmak amacıyla oluşturulmuş bir sistemdir. 1989 yılında yürürlüğe giren bu protokol, bir markanın birden fazla ülkede tescil edilmesini mümkün kılmaktadır. Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından yönetilen bu sistem, markaların uluslararası düzeyde korunması için önemli bir araç haline gelmiştir. Madrid Protokolü’ne taraf olan ülkeler, bu sistemi kullanarak marka başvurularını gerçekleştirebilirler.
Madrid Protokolü’nün işleyişi oldukça basittir. Bir marka sahibi, öncelikli olarak kendi ülkesinde tescil yaptırmalı ve ardından bu tescili baz alarak Madrid sistemine başvuruda bulunabilir. Başvurunun ardından, markanın tescil edilmesi istenilen diğer ülkeler seçilir. Bu süreç, marka sahibinin yalnızca tek bir başvuru ve tek bir dil üzerinden, birçok ülkede isim tesciline olanak tanır. Böylece, marka sahipleri için zaman ve maliyet açısından önemli bir tasarruf sağlanmış olur.
Madrid Protokolü’nün en önemli avantajı, markalarını birçok ülkede tescil ettirmek isteyen şirketler, tek bir başvuru ile bunu gerçekleştirebilir. Böylelikle uluslararası marka patent tescili işlemleri daha basit ve hızlı hale gelmektedir Ayrıca, protokol kapsamında yapılan başvuruların yönetimi de oldukça kolaydır; tüm işlemler, tek bir merkez üzerinden izlenebilir.
